İbrahim Kayaslan’ın Şüpheli Ölümü: Müge Anlı Yayını Sonrası Dosya Yeniden Açıldı!

Denizli’de 35 yaşındaki İbrahim Kayaslan’ın Dımbazlar Göleti’nde şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma yeniden başlatıldı. Müge Anlı’da gündeme taşınan ihbar sonrası savcılık, dosyayı derinleştirdi.

Denizli’de 35 yaşındaki İbrahim Kayaslan’ın Dımbazlar Göleti’nde şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma yeniden başlatıldı. Müge Anlı’da gündeme taşınan ihbar sonrası savcılık, dosyayı derinleştirdi.

Denizli’de Şüpheli Ölüm Dosyası Yeniden Gündemde

Denizli’nin Buldan ilçesinde, 2 Ağustos 2024 tarihinde eşiyle birlikte gittiği Dımbazlar Göleti’nde şüpheli şekilde hayatını kaybeden 35 yaşındaki İbrahim Kayaslan’ın ölümü, aradan aylar geçmesine rağmen aydınlatılamadı. Ailesinin “cinayet” iddialarını dile getirmesinin ardından Denizli Buldan Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı. Kayaslan’ın cep telefonu detaylı incelemeye alındı; bilirkişi raporu için yeniden adli inceleme başlatıldı.

Aile: “Bu Bir Kaza Değil, Planlı Bir Cinayet”

Acılı baba Hüsamettin Kayaslan, oğlunun ölümüyle ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Oğlum basit bir boğulmayla ölmedi. Gelini tarafından planlı şekilde gölete götürüldü. Bu olay önceden kurgulanmış bir cinayettir.”
Anne Esma Kayaslan ise canlı yayında, “Oğlum ihaneti öğrendiği için öldürüldü. Bu kadın katil!” diyerek gelini Samime Kayaslan’a ağır suçlamalarda bulundu.

Yasak Aşk ve Şok Mesajlar Ortaya Çıktı

Olay, Müge Anlı ile Tatlı Sert programında gündeme taşındı. Programda, Samime Kayaslan’ın önce Yıldıray, ardından İzzet Sözer isimli şahıslarla yasak ilişki yaşadığı iddia edildi. Müge Anlı’nın elde ettiği mesaj kayıtlarında, Samime’nin İzzet Sözer’e “Hamile kalacağım” şeklinde mesajlar attığı ileri sürüldü. Bu mesajlar, 1.90 boyundaki İbrahim Kayaslan’ın gölette nasıl boğulmuş olabileceğine dair şüpheleri daha da güçlendirdi.

Görgü Tanığı: “O Gölete Öldürülmek İçin Götürüldü”

Programda konuşan bir görgü tanığı, olaydan önce büyük bir kavga yaşandığını anlattı:
“Samime Hanım’ın babası telefonda biriyle bağırıyordu. ‘Hanımına mı göz diktim, kızına mı göz diktim?’ diyordu. Telefonda İzzet’in adı geçiyordu. O günlerde İbrahim çok öfkeliydi, ‘Samime’nin bir dünya hatası var’ diyordu.”
Tanık, olay gecesi Samime’nin annesinin evine kaçtığını, sabaha karşı İbrahim tarafından eve getirildiğini, ertesi gün ise ölüm haberinin geldiğini aktardı. Tanık ayrıca şu ifadeyi kullandı:
“İbrahim kendini öldürecek biri değildi. O gölete öldürülmek için götürüldü. Dördüncü kişiyi açıklayacak olan Samime.”

“Ben İlk Değildim”

İddiaların odağındaki isim İzzet Sözer, Müge Anlı canlı yayınına bağlanarak hakkındaki suçlamaları kabul etmedi ancak dikkat çeken bir ifade kullandı:
“Ben bu duruma düşecek biri değildim. Samime’nin ilişki yaşadığı ilk kişi ben değildim.”
Bu açıklama, Kayaslan ailesinin iddialarını güçlendirdi ve soruşturmanın seyrini değiştirdi.

Yeni Tanık: “Cenazeye Gelmesini Kimse Yasaklamadı”

Bir diğer tanık ise Müge Anlı canlı yayınında, “Samime cenazeye gelmedi. Kimse ona ‘cenazeye gelmesin’ demedi. Olay, karı-koca hesaplaşmasıydı. O gölete birlikte gittiler, ancak sadece biri döndü.” ifadelerini kullandı.

Savcılık: Müge Anlı Yayını İhbar Kabul Edildi

Buldan Cumhuriyet Başsavcılığı, Müge Anlı yayını sonrasında gelen yeni tanık beyanlarını ve aile iddialarını “ihbar niteliğinde” değerlendirerek soruşturmayı yeniden derinleştirdi. Ailenin avukatı Ali Gürsel, soruşturmadaki son durumu şu sözlerle aktardı:
“Dosya yeniden açıldı. İbrahim Kayaslan’ın cep telefonu savcılığa teslim edildi ve bilirkişi tarafından detaylı incelemeye alındı. Olayın üzerindeki sis perdesinin aralanmasını bekliyoruz.”

Soruşturma Genişletildi

Adli kaynaklardan edinilen bilgiye göre, bilirkişi raporunun ardından İbrahim Kayaslan’ın ölüm saati, boğulma biçimi ve çevresel faktörler yeniden değerlendirilecek. Göl çevresindeki kamera kayıtları, telefon sinyal verileri ve tanık ifadeleri eşleştirilecek. Savcılık, olayda ‘kasten öldürme’ şüphesi üzerinde duruyor.

Aile Adalet İstiyor

Kayaslan ailesi, İbrahim’in ölümünün “basit bir boğulma” olarak kapanmaması gerektiğini belirtiyor. Baba Hüsamettin Kayaslan, “Oğlumun ölümünü aydınlatmadan bu dava bitmeyecek” diyerek mücadeleye devam edeceklerini söyledi.